Bazı ilginç bilgiler - 1
1- 1800’lü yıllarda ameliyatlar yapan cerrah Robert Liston’un yaptığı bir ameliyatta ölüm oranı %300’dür: Bir hastayı kurtarayım derken 3 kişiyi öldürmüştür.
Liston yaşadığı dönemde yaşayan en hızlı cerrah olarak ün salmıştır ki o zamanlar bir cerrahın hızlı olması iyi bir şey olarak görülmektedir. O dönemde bugün bildiğimiz manada bir anestezi yoktur, bu nedenle hastalar tüm operasyon boyunca kendindedir, yani operasyon ne kadar kısaysa o kadar iyidir.
Liston, bir bacak ampütasyonu sırasında elini çabuk tutmak isterken asistanının iki parmağını kesmiştir. Daha sonra hem bacağını kestiği hasta hem de asistanı gangren yüzünden ölmüştür, büyük ihtimalle kullandığı testere kirlidir.
Peki üçüncü ölüm? O dönemlerde diğer doktorlar ve araştırmacılar yapılan operasyonları takip ederlerdi, ancak bugünkü gibi uzakta özel bir yerden değil, hastaya ve doktora çok daha yakın bir konumdan izlerlerdi. Ameliyat sırasında Liston yanlışlıkla kaydırdığı bıçak ile yakınında bulunan yaşlı bir doktorun elbisesini kesmiştir. Yaşlı doktor derin bir yara aldığını düşünerek şoka girmiş ve daha sonrasında korkudan kalp krizi geçirip ölmüştür. Böylece cerrah Liston, bir kişinin hayatını kurtarmak isterken üç kişinin ölümüne sebep olmuştur.
2-Rusya ve ABD iki defa nükleer savaşın eşiğinden dönmüştür, ikisinde de dünyayı kurtaran bir kişidir.
İlk olay 1962 yılında, Küba Füze Krizi sırasında gerçekleşmiştir. 34 yaşındaki Sovyet Deniz Subayı Vasili Arkhipov, 27 Ekim tarihinde Küba açıklarında bulunan B-59 denizaltısında görevli 3 komutandan biriydi. Küba etrafındaki Amerikan ablukasını aşmamaları yönünde Sovyet yönetiminden emir almışlardı. Bu sebeple Amerikalılar tarafından tespit edilen denizaltı varlıklarını gizleyecekleri bir derinliğe indiler ve yüzeyle tüm iletişimlerini kestiler.
ABD deniz kuvvetleri, denizaltının yer değiştirmesini sağlamak amacıyla öldürücü olmayan derinlik bombaları atmaya başladı, bu sayede denizaltının yüzeye çıkacağını düşünüyorlardı. Yukarıda neler olduğundan tamamen habersiz olan denizaltı personeli olası bir nükleer savaşın çoktan başlamış olabileceğini düşündüler. Savitsky adamlarına, Hiroşima’ya atılan bomba kadar güçlü olan torpidoları hazırlamaları emrini verdi. Hedefte ablukada yer alan 11 ABD savaş gemisi vardı. İkinci kaptan İvan Maslennikov saldırıyı onayladı. Fakat Vasili Arkhipov hayır cevabını verdi.
Böylesine bir kaos ortamının içinde sakin kalmayı başaran Arkhipov bir yandan Savitsky’yi sakinleştirmeye çalışıyor öte yandan onu, Amerikalıları sadece onları yüzeye çıkarmak ve Sovyetlerin dikkatini çekmek için derinlik bombaları attığına ikna etmeye çalışıyordu. Arkhipov haklıydı. Denizaltı yüzeye çıktı ve yukarıda bir savaşın başlamadığını gördü. Tekrar dalan denizaltı yoluna devam etti. Amerikalılar on yıllar boyunca B-59’un nükleer silah taşıdığını fark etmediler.
1983 yılında, soğuk savaş sırasında, Sovyet Teğmen Stanislav Yevgrafovich Petrov, tek başına Sovyet füze tespit sistemindeki hatalı alarmı doğru bir şekilde tanımlayarak nükleer savaşı önledi. Çok yüksekte bulunan bulutlardan yansıyan güneş ışığı füze tespit sistemini yanıltmış, beş füzenin Sovyetlere doğru geldiği bilgisini vermişti. Bunlar büyük ihtimalle Amerikan füzeleriydi. Petrov, eğer Amerika bir füze saldırısı düzenleyecek olsa bunu sadece beş füzeyle değil tüm gücüyle yapar diye düşündü ve haklıydı. Askeri emirlerin kendisine söylediğinin aksine davranarak bunun yanlış alarm olduğunu değerlendirdi ve SSCB’nin bir misilleme saldırısı yapmasını engelledi.
Tepkiniz nedir?






